İlk gençlik yıllarının sevinç, keder ve aşktan ibaret olduğunu ve o yıllarda hayatı basit kalıplara oturtabildiğimi fark ettim. Bu konuda bana katılmayacak insanlar tanıyorum. Ama benim için böyleydi. Bu aralar bazı (ya da belki bütün) ayrıntılar kafamı meşgul tutabilmek için birer sebep…
Bir yerde, kişinin sancılar içinde kıvransa dahi başkalarına baş ağrısı olmaması gerektiğini söyleyen bir cümle okumuştum. Ve hemen akabinde sancılar içinde kıvranmama neden olan bir olay yaşadım. Hemen her gün bir yerlerde görüp duyduğum ama gerçekten algılamadığım veya algılamaya gerek duymadığım bir olaydı. Ama olmuştu işte! Hay bin kunduz! Anlatma ihtiyacım gittikçe büyümeye başladı. Her şeyden önce birilerine akıl danışmam gerekiyordu. Ama kime? Annem değildi, kız kardeşim de olmazdı. Arkadaşlarımla sadece telefonda konuşabilirdim ve bu pek içime sinmiyordu.
Günler sonra konuşabileceğim birini bulmuştum. İki yıl önce aynı ofiste çalıştığım Romanyalı arkadaşımdı bu. Bana nasılsın diye sormasıyla benim konuşmaya başlamam bir oldu. İşte o andan itibaren içinde bulunduğumuz durumu, sonraları aklıma getirip de gülümsememek çok zor. Benim için çok zor ve karmaşık olan bir durumu, ama dili İngilizce olmayan birine ana dilim olmayan İngilizceyle anlatmak nasıl bir güç sarfiyatıydı anlatamam. Catalina’nın beni anlamak ve bana yardımcı olabilmek için uğraştığını görmek ise teorideki ironinin vücut bulmuş haliydi adeta.
İngilizce işe yarıyordu, bu doğru. Ve evet iletişim kurmayı kendimce beceriyordum. Ama Derrida’yı tanıdıktan sonra böyle durumları göz ardı etmek zor. Kafamı kurcalayan sorun konusunda biraz olsun rahatlamıştım ama biliyordum ki elma sadece elma değildi; farklı iki kültürden gelmiş iki insanın üçüncü bir dille sağlamaya çalıştığı paylaşımda elmalar havada uçuşuyordu.
Umarım Catalina’nın başı çok ağrımamıştır.
Favori çizgi film kahramanım Cedric şöyle der hep: “Sekiz yaşındaysanız hayat bazen çok karmaşık olabiliyor.” Yirmi üç yaşındayım ve hayat bazen dayanılmaz oluyor.
Bilge Sevim Soykut
Wednesday, November 15, 2006
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
afedersiniz bir şey sorabilir miyim?
Elbette buyrun
Post a Comment